15 Temmuz 2017 Cumartesi

Wimbledon Tenis Turnuvası



Her tenis severin hayalinde vardır bir şekilde imkan bulup da bir Grand Slam'i yerinde izlemek. Avustralya ve ABD'nin bize uzak oluşu, Roland Garros ve Wimbledon'ı gitmeye daha uygun hale getiriyor. Sıkı bir Roger Federer fanatiği olarak ise benim favorim her zaman için Wimbledon'dur. Bu yıl, ucundan kıyısından da olsa bu organizasyona tanıklık etme imkanım oldu. Internette Wimbledon'a gidip yerinde maç izleyebilmek ile ilgili bir çok İngilizce yazı bulunmakta fakat çok fazla Türkçe kaynak yok. Ben de, bu atmosferi yaşamak isteyen arkadaşlar için ufak bir rehber hazırlamak istedim.

Wimbledon sezonun 3. Grand Slam ve çim kortta oynanır. Maçlar, Londra'da bulunan Wimbledon bölgesindeki 18 kortluk All England Lawn Tennis Club'a ait alanda oynanır. Genel olarak Haziran ayının son haftası ya da Temmuz ayının ilk haftasında başlar ve 2 hafta sürer. Tüm dünyanın gözünün üzerinde olduğu ve herkesin gelip maç izlemek için can attığı bir organizasyonda elbette bilet bulmak kolay değil ve bu yazının asıl amacı da bu niyette olanlara yardım etmek :)

Öncelikle, bir maçı yerinde izleyebilmek için biletli seyirci olmanız gerekiyor. Bu biletleri temin etmenin birden çok yolu var hepsi de birbirinden zorlu.

Yöntem 1: Kura

Her yıl, turnuvadan aylar öncesinden ücretsiz olarak bilet kurasına katılabilirsiniz. Bu kura için tarihleri Wimbledon'ın resmi web sitesinden takip etmeniz gerekiyor. İki tip kura vardır. Bir tanesi Birleşik Krallık için, diğeri de deniz aşırı (overseas). Bizim Türkiye'den overseas kuraya katılmamız gerekiyor. 2017 turnuvası için konuşursak kura başvurusu 2016 Kasım ayı civarıydı. Buna göre takviminize not etmenizde fayda var tarihleri. Kuraya başvuru tamamen ücretsiz ve kazanmanız durumunda 2 kişilik bilet satın alma şansınız oluyor. Kuranın sonuçlanmasından sonra eğer kazandıysanız sizinle iletişime geçiliyor. Sonrasında ise hangi tarihe hangi korta bilet almak istiyorsanız ona göre ücretini ödeyerek biletinizi satın alıyorsunuz. Eğer kusa size çıkmadıysa hiç bir mesaj gelmiyor :) Nadir de olsa kurayı kazanan insanlar hakkını kullanmaktan vazgeçiyor. Bu tarz durumlarda birden çok kura çekimi yapılabiliyor. Yani asıl kursa sonuçlandıktan sonra da sizinle iletişime geçilebilir fakat yine de çok ümit bağlamayın derim. Eğer bu yöntemle biletiniz aldıysanız maç günü rahat rahat gelip, içeri girip, yerinize oturup maçı izleyebilirsiniz. En temiz yöntem bu. Gelelim diğer pis olanlarına...

Yöntem 2: Hospitality ve Debenture Biletleri

All England Lawn Tennis Club üyesiyseniz ya da çok paranız varsa bu biletlere yönelebilirsiniz. Yine resmi Internet sitesinden ve Wimbledon Debenture sayfasından daha fazla detaya ve biletlere ulaşabilirsiniz fakat bir bilet için 1500-2000 Pound gibi rakamları gözden çıkarmanız gerekiyor bunu unutmayın. Yani bu da çok olası bir yöntem değil aslında.

Yöntem 3: Ticketmaster

Her maç günü, Merkez Kort ve 3. Kort için belirli sayıda bilet saat 09:00'da (değişebilir) www.ticketmaster.co.uk adresinden satışa sunulmaktadır. Taktir edersiniz ki bu kadar talep olan bir organizasyonun günlük satışa sunulan biletleri de saniyeler içerisinde tükeniyor. Dolayısıyla çok uzun yollardan gelip kesinlikle maça girmek istiyorsanız bu yönteme bel bağlamamanızı öneririm. Eğer şansımı denerim diyorsanız siz bilirsiniz tabi ki. Ticketmaster tamamen şans işi. Sistem, biletler satışa sunulduğunda tamamen kitleniyor fakat ben saat 10:00 gibi bilet alanlara da denk geldim. Buradan da %100 ihtimalle bilet temin edemeyeceğimizi düşünürsek bu da bizi en son yönteme ve bu yazının ana konusuna yönlendiriyor...

Yöntem 4: Kuyruk (The Queue)


Evet, eğer gerçek bir tenis severseniz, "Ben bu maçı, bu tenisçiyi kesinlikle izleyeceğim" diyorsanız sizi buraya alalım. Meşhur Wimbledon kuyruğu. Her maç günü, Merkez Kort, 1., 2. ve 3. kortlar için gişelerden bilet satışı gerçekleşir. Her bir kort için 500'er, toplamda 2000 adet bilet satışı olur. Bu 4 kort, Show Courts olarak geçer ve iyi tenisçilerin maçları genelde Merkez ve 1. kort olmak üzere bu 4 kortta oynanır. Eğer bilet kuyruğundaki ilk 2000 kişi arasında girebilirseniz 4 korttan birisine, ilk 500 kişi arasına girebilirseniz istediğiniz korta giriş hakkı elde edersiniz. Bu şekilde bileti kesin elde edeceğinizi düşünürseniz, tahmin edersiniz ki bu kuyruk öyle maç saatinden 1-2 saat önce başlamıyor. En az 1 gün öncesinden kuyruğa girmeniz gerekebilir (bazen 2-3 gün). Bu nedenle The Queue'da kamp yapmayı göze almanız gerekiyor.

Kuyruk (The Queue)

Bu kuyruk da aslında Wimbledon'la özdeşleşmiş ve tenis aşıkları için çileden ziyade keyif haline gelmiş bir olay. İlk 3 tur maçlarının olduğu günler için, bir önceki gün akşam 6-7 gibi kuyruğa girmeniz durumunda çok çok büyük ihtimalle ilk 500'de olacak ve istediğiniz korta bilet alabileceksiniz. Bunun için de bir gecenizi orada geçirmeniz gerekecek. Maçların oynandığı kortların bulunduğu bölge, normal zamanda Golf için kullanılan devasa bir alan aslında. Kuyruğa girmek için oraya gittiğinizde hiç kimseye soru bile sormadan görevliler sizi kuyruğun en sonuna götürüyorlar. Orada size bir kuyruk numarası verilecek. İşte her şey o elinizdeki numara olacak. Eğer < 500 ise geceniz mutlu geçecek:) Orada her şey tıkır tıkır işliyor. Kuyruğa girdiğinizde uymanız gereken kuralları içeren bir broşür alacaksınız görevlilerden. Bunu iyi okumanızı tavsiye ederim, önemli bilgiler var. 1 günlük kamp için maksimum 2 kişilik bir çadır (Daha büyüğüne izin verilmiyor), sizi 1 gün götürecek yiyecek içecek, gece hafa soğuk olacağı için uyku tulumu, powerbank ve 1 ya da 1 kaç kitap bence zorunlu olarak götürülmeli. Bu sizin hayatta kalış paketiniz olacak :) Ekstrası size kalmış tabi. Orada, çimlerin üzerine çadırınızı kuracak ve kamp yapmaya başlayacaksınız. Etrafta bir çok tenis sever olacak. Muhabbet edip, yeni arkadaşlıklar kurabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken bir kaç nokta var burada. Birincisi hava durumu. Londra'da hava çok dengesiz olabiliyor. O nedenle akşam sağanak yağmura yakalanıp her yerinizin çamura bulanma ihtimali var bunu unutmayın. Ayrıca yine hava çok dengesiz olduğu için güneş sizi çok kötü yakabilir o yüzden güneş kremi götürmeyi unutmayın. İkincisi ise kuyruk kuralları. Bu kurallar çok katıdır ve sizi kuyruktan atmaya kadar gidebilir. Başkasının yerine kuyruğa giremez, queue jumping yapamazsınız. Kuyruktaki yerinizden, ihtiyaç molaları için en fazla yarım saat uzak kalabilirsiniz. Bunlara dikkat etmeniz gerekiyor.

Geceyi sorunsuzca geçirdikten sonra sabah 06:00 - 06:30 civarında görevliler sizi uyandıracak. Herkesle birlikte çadırınızı toplamaya başlayacaksınız. Sonrasında 10:30'dan açılacak olan giriş kapısına doğru ilerleyip bir kuyruğa da orada gireceksiniz. Burada muhtemelen "Ee, elimizdeki eşyalar, çadır vs. ne olacak?" şeklinde sorular gelecek aklınıza. Girişte, eşyalarınızı bırakabileceğiniz lockerlar olacak o nedenle endişelenmeyin. Fakat içeri sokamayacağınız bazı yasak eşyalar olacak (selfie çubuğu vs.). Bu bilgilere, size dağıtılan kitapçıktan ulaşabilirsiniz. Eşyalarınızı lockera bıraktıktan sonra dolambaçlı ve sponsorların sürekli birşeyler dağıttığı bir yoldan yürüyecek ve turnikelere geleceksiniz. ÇOK ÇOK ÖNEMLİ. Başta söylemeyi unuttum. Turnikelerden bilet alırken sadece nakit kullanabiliyorsunuz o nedenle çok dikkatli olun. O kadar bekledikten sonra ağlayarak geri dönebilirsiniz. Turnikelerden sıra numaranıza göre istediğiniz kortu seçtikten sonra artık içeridesiniz. Keyfini çıkarın. Almış olduğunuz bilet, o korttaki 11:30'da başlayıp akşama kadar devam eden bütün maçlara giriş imkanı sağlayacak size.

Yöntem 5 : Ticket Resale

Eğer kuyruğa girecek gücünüz yoksa ya da ucundan istediğiniz korta giriş imkanını kaçırdıysanız üzülmeyin, bir imkanınız daha var. Herhangi bir yöntemle bilet alıp maçı izleyen seyirciler, herhangi bir sebepten ötürü alandan erken ayrılabiliyorlar. Bu durumda alanın çıkışındaki görevliler, onlardan biletlerini iade etmelerini rica ediyorlar. Bunu kabul eden kişilerden biletleri geri alınıyor ve gün içerisinde belli saatlerde Ticket Resale Kiosk'lardan bu biletler yeniden satışa çıkıyor. Hem de 5-10 Pound gibi komik rakamlara. Bu satışlardan elde edilen gelir hayır işleri için kullanılıyor. Bu yöntemle, Merkez kortta bir Federer maçını, hemen Federer'in benchinin yan tarafından 5 Pound'a izleme imkanı bulabilirsiniz çünkü iade edilen biletlerin yeri tamamen şansa kalmış durumda. Çok iyi bir yerden de bilet denk gelebilir. Bu noktada şunu söylemeliyim, turnuvanın ilk günlerinde bu imkan daha fazla çünkü kortlardan çok fazla maç olduğu için insanların kortları erken terk etme ihtimali daha yüksek. Turnuvanın son günlerinde zaten kortlarda az maç olduğu için bilet alan zaten tek maçı izlemeye geliyor o nedenle iade imkanı zor haberiniz olsun.


Ground Pass

Eğer "show kortlar çok da önemli değil, ben tenis izlemek istiyorum, atmosferi görmek istiyorum" derseniz her gün 7000 civarı Ground Pass, yine turnikelerden satılıyor. İlk günlerde 20 Pound civarı olan bu biletler sonlara doğru 8 Pound'a kadar düşüyor. Bunun da sebebi şu: Bu biletle içeri girdiğinizde, yer kapmanız durumunda 4-17 arası tüm kortlara gidip istediğiniz maçı izleyebilirsiniz. Çok çok iyi maçlara denk gelme ihtimaliniz var ve tenise kesinlikle doyacaksınız bu şekilde emin olun. Ayrıca gün içinde Ticket Resale Kiosk'u deneyip yukarıda bahsettiğim yöntem ile show kortlara bilet elde etme şansınız da var. Meşhur Henman Hill'e gidip, dev ekran karşısında çimlere oturup ekranda Federer, Murray, Djokovic, Nadal, artık her kimse, maçını izleyebilirsiniz.



Önemli Notlar

  • Tüm bu süreç için kesinlikle Twitter'dan ViewFromTheQ hesabını takip edin. Kuyruğa gelen insanlar bu hesaptan belli saatlerde kuyruk numaralarını paylaşıyorlar ve bu sayede saat kaçta kuyrukta kaç kişi olduğunu öğrenebiliyorsunuz. Ayrıca kafanıza takılan soruları da sorabilirsiniz.
  • 2017 yılını komple takip ettiğim için şu bilgileri fikir vermesi açısından paylaşabilirim:
    • Turnuvanın ilk günü çok yoğun oluyor. Bir önceki yılın şampiyonu, açılış maçını merkez kortta yapıyor. Bu yüzden ilk gün kuyruğu 2-3 gün önceden başlayabilir.
    • 1., 2., 3. ve 4. tur maçları için genelde bir önceki gün akşam en geç 19:00 - 20:00 gibi kuyruğa girmeniz durumunda ilk 500 içine girebilirsiniz.
    • Eğer kuyruktaki kişi sayısı 6500'ü geçtiyse, Ground Pass bile alamazsınız. İçerideki insanların çıkmasını beklemeniz gerekiyor.
    • Bir Wimbledon geleneği olarak turnuvanın ilk Pazar günü maç oynanmıyor.
    • Bu günün hemen ertesindeki Pazartesi gününe ise Manic Monday deniliyor. Turnuvanın en çekişlemli maçları bu gün oynanıyor. Tek erkekler 4. tur maçları da bugün başladığı için bu günün kuyruğu için en az 2 gün önceden gelmeniz lazım.
    • Bundan sonraki Tek erkekler çeyrek final maçlarının olduğu gün, kapıda kortlar için bilet satılan son gün. Dolayısıyla kuyruğun en yoğun günü olacak. 2-3 gün önceden gelmeniz gerekebilir.
    • Ground Pass alabilmek için kuyruğa, aynı gün sabah 06:00 gibi girmeniz muhtemelen sizi kurtaracaktır. Geceyi orada geçirmeniz gerek yok.
  • Turnuvanın düzenleneceği alana metro ile gelebilirsiniz. District Line'ı kullanmanız gerekecek. Burada size tavsiyem Wimbledon istasyonu yerine Southfields istasyonunu kullanmanız. Böylece aynı mesafeyi yürüyüp büyük bir yokuş çıkmaktan da kurtulmuş olacaksınız. District Line, sabah 05:30 civarı çalışmaya başlıyordu dolayısıyla ilk metro seferine büyük bir hücum olacak buna hazırlıklı olun.
  • Hangi tenisçinin hangi kortta oynayacağı bir gün önceden saat 18:00, 19:00 civarında, Order of Play sayfasında yayınlanır. Wimbledon'un resmi Twitter hesabını da takip etmenizi tavsiye ederim. 
  • Ucuza çadır bulmak için Argos mağazalarına bakabilirsiniz.
  • Her yerde, forumlarda falan SW19 kodunu göreceksiniz. Bu sizi şaşırtmasın. Turnuvanın oynanacağı bölgenin posta kodu bu şekilde ve artık bir önemli bir simge haline gelmiş.


Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Umarım merak edenler için güzel bir rehber olmuştur. Ben eksikliğini çektim baya. Bu arada 2017 yılındaki benim durumumu merak edenler için; Bana kuradan bilet çıkmadı. Turnuvanın son gününe, Federer-Cilic finalinden bir gün önce Londra'ya geldiğim için fazla seçeneğim de yoktu zaten. Ground Pass alabilmek için sabah erkenden metroyla turnuva alanına geldim. Sabah 07:40 civarında kuyruktaydım ve 1321. sıradaydım. Bu da Ground Pass almama fazlasıyla yetti. İçeriyi, boş kortları gezip hediyeliklerimi aldım. Sonrasında kremalı çileğimi alıp Henmal Hill'de Federer'in şampiyonluğunu dev ekrandan izmele şansına eriştim. 2018 için kortta maç izlemeyi deneyeceğim tekrardan bakalım.



( wimbledon, tenis, turnuva, londra, federer, djokovic, murray, nadal, sw19, grand slam, çim )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder